Haberler

''3 Puanı versinler o zaman''

Haber Tarihi: 31 Ara 2014

''3 Puanı versinler o zaman''

Galatasaray'ın Prandelli hezimetinden sonra adeta yeniden umut aşılayan başarılı teknik adam Hamza Hamzaoğlu Beşiktaş derbisi öncesinde önemli açıklamalarda bulundu. Hamzaoğlu birçok konuya açıklık getirirken, merak edilen sorularada açık yüreklilikle cevap verdi.

Hamza Hamzaoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

* 42 yaşındayken Süper Lig alıştırmıyorsam, 45 yaşında büyük takım çalıştırmıyorsam ben kendimi iyi ve yeterli bir teknik direktör olarak görmem. Koyduğum hedef buydu.
* Bir sürü çevren var, milletvekili falan birini araya sok, iyi yerden başla... En aşağıdan başladım. Başardıkça bir yere varmak beni mutlu ediyor. Birisi bugün götürsün beni Milan'ın başına koysun. Mutlu olmam.
* Ben bir şeyleri yaptıktan sonra oraya layık olmalıyım. Asla hiçbir göreve talip olmadım. Ben istenmeliyim. Hiçbir zaman giderken de ben bunu hak ediyorum demedim. Ondan sonra hak ettiysem layık görülür.
* Fatih (Terim) hocayla görüşüyoruz ama sık sık değil. Gelmeden önce ondan izin aldık. Teklif geldiğinde şaşırmadı, sadece 'Yapabilir misin?' dedi. 'Yaparım' dedim, 'Devam et' dedi.
* Biz insanız, yaptığımız şey de spor. Hataya müsaitiz. Futbolda da birisi kazanacak, birisi kaybedecek. Bazen biz kaybedeceğiz. Benden daha üstün oynayanı tebrik etmeyelim mi?
* Oyuncu, uzun toplantıları sevmez. Oturup saatlerce oynadığım maçı izlemeyi ve özellikle hocanın uyarılarını istemezdim. Bu bir oyun ve talebenize bunu öğretirken, ona bunun bir oyun olduğunu ve eğlenerek öğretmeniz gerekir.
* Mersin maçından önce oyuncular antrenmanı bitirmek istemedi. Şevklerini kırmadım ve devam ettik.
* Geriye yaslandığınız zaman gol yiyoruz. Bunu Gençlerbirliği'nde yaşadık. Bu alışkanlıklardan kaynaklanıyor. Onları aşmamız lazım.
* İnsan mutlu olmadığı bir yerde mutlu olmadığı bir ortamda başarılı olamaz. Selçuk herhalde mutlu değildi. Ya da kendinden her şeyi verecek bir ortamı bulamamıştı.
* Fenerbahçe'ye verilen penaltılara bakmıyorum. Hakemler hata yapıyorlar. Ama kasıtlı yaptıklarını sanmıyorum. Etkilenmiyorlar mı, etkileniyorlar. Ama biz hep hataları görüyoruz. Onların yaptığı doğru şeyi görüyor muyuz? Görmüyoruz.
* Borçlar yavaş yavaş insanları doğru yola getiriyor. Yerli oyuncular ve teknik adamlar o yüzden daha revaçta. 10 tane yabancı teknik adam gelsin kaç kişi başarı için gelir? Çok azı. Çoğu para için gelir. Ama yarın ekonomimiz düzelsin yine uçarız, para savururuz. Aidiyet duygusu olmadan hiç birşey olmaz.

1995 ile bugün arasında fark var

"Şimdiki Galatasaray ile 1995 yılları arasındaki Galatasaray arasında Çok büyük farklar var. Sosyal ve ekonomik şartların çok büyük etkisi var. O zaman, Alp Yalman zamanında borcumuz yoktu."

Acelemiz ne ki?

Hamza Hamzaoğlu, ara transfer konusunda henüz raporunu hazırlamadığını dile getirerek, "Beşiktaş maçını bitirmemiz lazım. Acelemiz ne ki" diye konuştu.
Oynanması ve kazanılması gereken bir karşılaşma olduğunu hatırlatan Hamzaoğlu, "Maçtan sonra biz de isteklerimizi söyleyeceğiz. İstemesek de ayrılacağımız arkadaşlarımız olacak. 32 kişiyle antrenman yapıyoruz kolay bir şey değil" yorumunu yaptı.
Sarı-kırmızılıların teknik patronu, ara transfer konusunda da şu yorumu yaptı:
"Çok fazla bir beklentiye girmeyin. İmkan olsa bir çok şey yaparım. Niye yaparım? Elimdakiler kötü diye değil, daha kaliteli olsun diye yaparım. Alternatif oyuncu alırım."
Hamza Hoca, "Transfer politikanız nasıl olacak?" sorusuna ise, "Kalırsam, kulübün bütçe olarak düzgün olmasına bakacağım. Yüksek ve garanti kontratlar olmayacak. Elimizde genç ve gelecek vaat eden futbolcularımız var. Bunlar 6 ay oynayabilecekleri bir yere gidip kendilerini göstermeliler. Sinan Gümüş'ten beklentim çok yüksek açıkçası. Onu kiralamak istemiyorum, bizimle çalışmasından yanayım. Yasin daha önce geldi ' ben bir yere gitmek istemiyorum' dedi. Bende 'seni kimse zorla bir yere yollamaz dedim' kaldı. " dedi.

'Sneijder'le kavga ettik'

Sneijder için kendilerine gelen bir teklifin bulunmadığını söyleyen Hamza Hamzaoğlu, espri yaparak, "Sneijder ile az önce kavga ettik" dedi ve şöyle devam etti:
"Ne Sneijder bana geldi, 'Hocam bana teklif var oynamak istiyorum' dedi ne de bir kulüp bizi aradı. Şu dönemdeki transfer haberleri olumsuz etkiliyor. Oynayacağımız çok önemli bir maç var. Maç öncesi oyuncunun konsantrasyonu transfere çevrildiği anda oyuncunun konsantrasyonu bozulur.

Burak'ın kendisiyle beraber yükselen performansı konusunda ise Hamzaoğlu, "İstatistiklere baktım gelmeden önce. Bizden önce maç başına topla buluşma sayısı 22'ydi. Bizimle birlikte 48 olmuş. Pozisyonunu değiştirdim. Burada amacım onu daha fazla topla buluşturup onu daha fazla oyunda tutmak. Bu hamleyle birlikte golde de daha fazla bulunuyor" dedi.

Devre arasında kimlerin gidip gitmeyeceği ile ilgili olarak da teknik adam şunları söyledi: "8 yabancımız var. Kimseyi göndermeyi düşünmüyorum. Ama gelipte bana ' hocam bana buradan teklif var, iyi para veriyorlar veya kariyerim için önemli' derse ona yardımcı olurum. Kulübe kazanç sağlayacaksa hiç kimseyi tutmam. Ama şu an ikinci yarıya sekiz yabancılya devam etmek istiyorum. Süre alamayan yerliler var. Bazılarının gidip oynamalarını istiyoruz. Bu oyuncular sonuçta bu kulübün bir değeri. İleriye doğru hazırlamalıyız.

'3 puanı versinler o zaman'

'istatistiklere baktığınızda Beşiktaş'a karşı üstünlüğünüz var' hatırlatması üzerine Hamzaoğlu yine esprili bir yanıt verdi.
Hamzaoğlu, "O zaman oynamayalım versinler üç puanı. Olimpiyat Stadı'nda oynayacağız. Zemini iyi değil ama oynayacağız. Beşiktaş maçı bir maç önce olsaydı Konya'da oynardık. Ancak son maç olması sebebiyle Konya'ya git bir daha geri dön yapılan programlar aksayacaktı" diye konuştu.

'Biliç değiştirsin'

Hamzaoğlu, Beşiktaş derbisinde taktiğinin ne olacağı ve sistemi değiştirip değiştirmeyeceği konusundakı soruya da yine esprili bir cevap vererek, "Biliç değiştirsin bence. Olmaz mı. Maç esnasında bir sıkıntı olursa saha içinde icabına bakarız. Oyun bir başlasın görürüz. Kazınırsak mutlu bir tatil geçireceğiz. Ama bu herşeyin sonu değil. Hedefimiz belli. Önemli olan sezonun sonunda yukarıda kalmak. İstanbul'daki derbilerin yarı yarıya taraftarın olması lazım. Ayrıştırdık insanları.
İki kişi kavga etti, dedik artık burada toplanmayacaksınız. Ne oldu seyircisiz kaldık" ifadelerini kullandı.


Kamp programının kendilerinden önce yapıldığını belirten Hamzaoğlu, şunları söyledi: "Bizden önceki dönemde bir program yapılmış. Aslında fazla bir izin verilmiş. Biz bu izni kısıtlamak istemedik. Çünkü oyuncularımızın hepsi tatil programlarını yapmışlar. Onlara verilmiş bir şeyi geri almak moral bozukluğu yaşatır. Tüm planları alt üst olur. 14'ünde antrenmanlara başlıyoruz. Bu süre bayağı uzun. Biz de şöyle bir çözüm bulduk. 4 gün dinlenebilirsiniz. Ama 4 günden sonra bizim vereceğimiz programı mutlaka yerine getirin. Çünkü geldiğiniz gün biz sizi bu seviyede kabul edeceğiz. Ona göre antrenmanlara başlayacağız. 4 gün hiçbir şey yapmadan dinlebilirler. Tatillerini yapabilirler. 4 günden sonra ayın 13'üne kadar mutlaka yapmaları gereken programları olacak. Genelde ortak bir program uygulayacağız.

Yabancı kontenjanı konusunda ise Hamzaoğlu "Yabancıların serbest kalmasına yönelik düşünceler var. Bilinçli olduktan sonra bütün sınırları kaldırın. Ama şimdi yabancı sınırlamasını kaldırdığınız zaman ne değişecek? Yabancının en çok serbest kalmasını kimler istiyor! Büyük kulüpler. Küçük kulüpler de istiyor. Yabancı serbest kalsın Türklere çok para veriyoruz diyorlar. Piyasayı kulüpler kendi kendine yükseltti.
Akhisar'da bize futbolcu geliyordu. 'Kaç lira diyorduk'? 1 buçuk milyon Euro diyorlardı. 350 bin Euro diyordum. Böyle alırsanız alın diyordum. Niasse'yi 75 bin Euroya almıştık ama daha parlamamıştı. Bize fahiş fiyatlarla satılıyorlar. Fiyatı veren kulüp. Verme bu paraları" ifadelerini kullandı.

Galatasaray'dan futbolcu iken kopuş hikayesini ise Hamza Hamzaoğlu şöyle anlattı: "Ben son gün 5'e 5 kala imza attım. Ben imzayı attım parayı bankaya yatırdılar. Son güne kadar kulüpten bir adım bekledim. Ben imzayı atarken Souness Hocamızdı. Hamza ile anlaşın mutlaka, bu şekilde kalmasın demiş. Sezon bitmeden daha üç dört hafta kala Bülent, Arif ve Okan ile anlaştılar. Ben de o dönem ikinci kaptan pozisyonundayım ve sürekli oynayan bir oyuncuyum. Hiç ses seda yok. Bizi çağıran yok. Onları Adnan Polat ofisine çağırdı tek tek konuştu. Son maça çıkacağız, son hafta. Bizi Adnan Sezgin odasına çağırdı. 4 kişiyi. Onlara verilen rakamın aşağı yukarı yarısı. Onlara yarısı peşinat verildi, bize hiç peşinat yok. İki yıllık kontratlar. Ekim, Nisan halinde 4 taksitte alacağız parayı. Daha önceki sözleşmemizde aynı şeyi yaptılar. O dönem Galatasaray'da kalma adına her türlü fedakarlığı yaptık. Yine de yapmaya hazırdık. Bu şekilde gelmeyi kendime yakıştıramadım. Ben dedim beni istemiyor musunuz? Yok istiyoruz. Nasıl olacak bu iş. Bu rakamı size verdik. Atarsanız atın, atmazsanız gitmememizi mi istiyorsunuz? Biz bir şey söylemeyecek miyiz dedim. Söyleyebilirdik ama değişen bir şey olmaz dediler. Ben o rakamlara kadar da düştüm. Yalnız dedim bir kuruş arttırın. Sizden bir adım göreyim. Ben de son gün baktım hala bana gelen yok. 5'5 kala gittim Star'da imzayı attım. İçim kan ağlaya ağlaya. İşin özü bu. Bana yapılan böyle bir transfer görüşmesini kendime yakıştıramadım."