Haberler

''30 senedir beraber olduğu insanlara sırtını dönenler''

Haber Tarihi: 26 Ara 2014

''30 senedir beraber olduğu insanlara sırtını dönenler''

Fethullah Gülen yaptığı sohbette 14 Aralık operasyonu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Gülen, 'Deyip ettikleri yalanları, iftiraları, intikam duygularını, hırsızlıklarını, haramîliklerinı itiraf ederek ‘Biz milletten özür diliyoruz’ derlerse şayet, bu bir yönüyle günah işlemiş bir insanın tevbe etmesi gibidir, Allah onu kabul eder, biz de kabul ederiz'' dedi.

Gülen, ''Adanmış ruhlar tehditlere teslim olmamalı' başlıklı son sohbetinde dünden bugüne farklı farklı dönekliklerin olageldiğini belirterek, makam sevdası, zevke düşkünlük, rahat yaşama arzusu ve lüks tutkusu gibi hastalıklar sebebiyle bir nevi esarete düşmüş ve yoldan dönmüş hizmet mürtedleri, amel mürtedleri ya da akide mürtedlerinin günümüzde de mevcut olduğunu söyledi.

Gülen'in çarpıcı açıklamalarından bazıları şöyle:

30 SENEDİR BERABER OLDUĞU İNSANLARA SIRTINI DÖNENLER...
Bir kısım beklentiler ya da endişeler sebebiyle yirmi-otuz sene beraber olduğu insanlara sırtını dönen ve onlar hakkında gıybetlere, iftiralara giren kimseler katiyen umduklarına nail olamayacaklar. Hayatlarını dünyaya göre programlamış bir cephe tarafından satın alınsalar bile kendilerine katiyen itimad edilmeyecek. Ve bir müddet kullanılıp atılacaklar. Onlar hakkında herkes “Bunlar şimdi senelerdir beraber oldukları insanlara sırtlarını döndükleri gibi günü gelince bize de sırtlarını dönerler. Bir villa verdiğimiz zaman bize gelen insanlar, kalkar birisi bir gün iki villa verirse, bu defa onlara giderler. On bin alıyorlarsa birisi yirmi bin verince ona giderler. Dolayısıyla bize de vefalı olmazlar!..” şeklinde düşünecek.

Peygamberlik iddia eden yalancı Müseylime, iki sahabeyi yakalamıştı. Onlardan birincisine, “Muhammed hakkında ne dersin?” diye sormuş; o da “O, Allah’ın Peygamberidir” cevabını vermişti. Müseylime, “Benim hakkımda ne dersin?” diye sorunca o da ölüm korkusuyla “Sen de!..” demişti. Bunun üzerine Müseylime onu serbest bırakmıştı. Akabinde ikinci sahabeyi getirtip ona da “Muhammed hakkında ne dersin?” diye sormuş; yiğit insan “O, Allah’ın Peygamberidir” cevabını vermişti. “Benim hakkımda ne dersin?” diye sorunca sahabi önce “Ben sağırım!..” demiş; Müseylime sorusunu üç kere tekrar etmiş, o her defasında aynı cevabı vermişti. Ondan istediği cevabı bir türlü alamayan ve sonunda “Sen kezzabsın!” itabını duyan Müseylime, yüce sahabiyi şehit etmişti. Bu haber kendisine ulaşınca, Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) efendimiz şöyle buyurmuştu: “Birinci sahabi, Allah’ın kendisine verdiği ruhsatı tercih etti; onda beis yok. İkincisi ise hakkı açıkça haykırıp onun uğrunda kendisini feda etti. İşte ona mübarek olsun, ne mutlu ona!..

ÖZÜR ŞÖYLE DİLENİR
Adanmış ruhlar ruhsatları kullanmamalı, zalimden özür dilememeli. Özür şöyle dilenir: Deyip ettikleri yalanları, iftiraları, intikam duygularını, hırsızlıklarını, haramîliklerinı itiraf ederek ‘Biz milletten özür diliyoruz!’ derlerse şayet, bu bir yönüyle günah işlemiş bir insanın tevbe etmesi gibidir, Allah onu kabul eder, biz de kabul ederiz. Yoksa onlardan özür dilemek, onlar gibi olmak demektir. Öyle olmaktansa ölmek daha iyidir. Çünkü ölüm hakiki mü’min için şeb-i arûstur.