Haberler

''Adamakıllı bir temizlik zamanı''

Haber Tarihi: 17 Kas 2014

''Adamakıllı bir temizlik zamanı''

Çivisi çıkmış

Dibe vurmuş

Batmış

Bitmiş...

Türk futbolu için son zamanların moda kelimeleri bunlar…

Şimdi, boyut atladık.

Volkan olayı ile birlikte mızrak çuvala sığmaz oldu…

Aslında, diğer olayların yanında 'masum' sayılacak bu olay, malumun ilanıdır.

Keşke o grup küfür dışında bir protesto yolu bulsaydı.

Keşke Volkan, daha önce üstesinden geldiği gibi, kalesinde, en azından kulübede kalabilseydi.


Lafı çok da dolandırmak niyetinde değilim...

-Küfür acizliktir, ilkelliktir.

- Volkan'ın 'affını' istemesi olağan, stadı terk etmesi yanlıştı.

Evet, Volkan futbol sahnemizin sevilen, sempatik bir figürü değil. Volkan Demirel, söyledikleriyle, hareketleriyle, gerginlik modellerinden biri...

Lakin Volkan, o an için 'Rakip' değil, 'Ay Yıldızlı' formanın bir parçasıydı...

Gel gör ki, bu ne ilktir ne son olacak.
Yine bir milli maç gecesinden taşan küfürler için, benzer bir yazıyı kaleme aldığımı hatırlıyorum.

Futbol dünyasında zirveden zemine doğru çakılmışken bile bizi ileri taşıyacak yola bir türlü giremiyoruz.

Hareket ederken bir de bakıyoruz ki, aynı noktalardan geçiyoruz, ilerleyemiyoruz. Çünkü gerçeklerimizle yüzleşmiyoruz.

Bu ülkede temizlenmesi gereken tozlar, halının altına süpürüle süpürüle bugünlere geldik.
Dilimizde tüy bitti, "kulüplere ceza vere vere, saha kapata kapata küfürlü tezahürat önlenemez" diye...

- Yaptıkları hareketleri sırf 'bizden' diye onaylayıp, kabadayı karakterlerin oluşumuna katkıda bulunuyoruz...

- Kendi içimizdeki ceza mekanizmalarını çalıştırmayıp, futbolcu sorumluluğunun gelişmesini engelliyoruz.

Gelecek kuşaklara taşımak zorunda olduğumuz eğitim, kültür, birlikte 'insan' gibi yaşama medeniyeti bir yana, kısa vadede bireysel cezalar gündeme gelmedikçe, insanın içine bedel ödeme korkusu girmediği sürece tribün olaylarının önüne geçmenin mümkünü yok.

Peki, bireysel cezalar gelirse olaylar biter mi?

Bitmez elbet, bitmez ama kontrol edilebilecek kadar, futbol hayatının normal akışını engellemeyecek kadar azalabilir.

Biliyorum, şimdi herkes kendi penceresinden bakıp, haklı olduğunu gösteren sebepler bulacak... Doğrudur da.

Bu gerilim, bu şiddet, bu küfür nereye kadar sürecek?
Söküp atacak mıyız, yoksa bizden bir parça gibi durmaya devam mı edecek?
Umarım ki, bu olay sonrasında da 'sen/ben' kavgası halı altına biraz daha toz getirmez.


Uzatmayacağım...

Bu konuda söylenmedik söz kalmadı.

Şöyle baştan aşağı, adamakıllı bir temizliğin zamanı çoktan geçti...

Şimdi şöyle "oynamıyorum arkadaş" diye gürleme zamanı da...

Nerdeeee?