Haberler

''Hala Selçuk meselesi tartışılıyor''

Haber Tarihi: 11 Oca 2015

''Hala Selçuk meselesi tartışılıyor''

Eski Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Milli Takım'ın en tartışmalı teknik Direktörüler listesine adını yazdıran Avcı, konuşmasında Hiddink ve Terim'e göndermelerde bulundu.

ABDULLAH AVCI: Bugün Türk Futbolu hakkında konuşulanları, 22 ay konuştum ben... Benden evvel başkaları da konuştu. Türkiye’de organizasyon şemaları vardır, kutular doludur ama uygulama ve denetim yoktur. Biz nerede olduğumuzu, ne yaptığımızı bilmiyoruz. Bugün her şey hızla değişiyor, dönüşüyor. Biz halâ Zaman Tüneli’nde kalmış işleri konuşuyoruz. Bu tespitleri hepimiz yapıyoruz. Ama nerede duruyor? Havada! Uygulama, denetleme yok. Futbol Federasyonu yapacak bu işleri. Şimdi “Uluslararası seviye farklıymış” diyorlar. Evet, ben de o gün böyle dedim. Koşu mesafeleri buymuş! Evet, ben de söyledim. Türk Futbolu’nun sorununun, halâ konuşulan ‘yabancı sayısı artsın mı azalsın mı’ sorusu olmadığını söyledim. Sorunun çözümü, yerli-yabancı rekabetini sağlayacak ortamı kurmaktır dedim. Bu, Özkaynak’tan geçer dedim.

Var mı 30 başka oyuncu!

Ben gelir gelmez ‘Sporda verimlilik’ firmalarına projeler hazırlattım. Süper Lig ve PTT 1. Lig’deki 36 kulübün altyapısına eğitim amaçlı standart getirdim. Antrenörleri güncelleyelim dedim. Bakın, İngiltere 3 sene evvel 50 milyon Euro yatırım yaptı altyapısına. Almanya bugün ligini hâlâ denetletiyor. 13 grubu antrenörü doğru mu davranıyor, doğru mu antrene ediyor. Oyuncu doğru mu besleniyor, okul eğitimini doğru mu alıyor. Biz hangisini yapıyoruz! Abdullah Avcı 22 ay bunu konuştu; “Sen bunu bırak, oyuncu bul” dediler. Nereden bulacağım! Ben milli takımı bıraktım başarısız oldum, doğru mu? Doğru! Fakat, aynı futbolcular devam ediyor. Var mı kenarda 30 tane daha oyuncun? Yok! Önemli olan çözüm üretmek. Çözüm, altyapıya yatırım yapmaktır. En az 5 sene... Günlük, anlık kahramanlıklarla olmaz bu iş.

Ya büyürsün ya kaybolursun

Hâlâ Selçuk İnan meselesi konuşuluyor.

Büyük takım hocalığı şöyledir; Ya kendi doğrularınla büyürsün ya da kendi doğrularınla kaybolursun. Biz bildiğimiz, inandığımız doğrular üzerinden yürüdük, sonuç alamadık. Futbolun içinde bu var. İçim rahat, oyuncularla hâlâ ilişkilerim var. Yüz kızartıcı bir suç işlemedim. Selçuk meselesine gelince... Galatasaray maçı öncesi yanıma geldi, konuştuk, öpüştük. Selçuk’u kimse tanımazken, ben tanıyordum. Zaman Tüneli bu işte... Oraya dönmemek lazım.

‘Bir gün dönersem...’

İlk teklif geldiğinde “Bugün olmayacaksa ne zaman demiştiniz.”

Medya bana ilk dönem çok destek oldu. Sonrasında eleştirdiler, ama normal, başarılı olamadım ki zaten. Ben başarısızım, benden önceki de başarısız, benden sonraki de başarısız. Daha önce de söyledim; “Ben bıraktım 4.’ydük, yine 4.’yüz.” Türk Futbolu’nda kavgaya gerek yok. Bizim artık oyunu, gelişimi, değişimi konuşmamız lazım. Ben polemik konusu olmak istemeyen bir teknik adamım.

Bir daha var mı gönlünüzde milli takım?

Şu anda öyle bir hedefim yok. Ama bir gün yeniden nasip olursa... O zaman çok daha başka bir Abdullah Avcı olacağı kesin...

Üç aşamalı planımız var

Dönelim Başakşehir’e ve lige... 16 maç oynadınız, beklentinizin neresinde bitirdiniz ligi?

Kısa, orta ve uzun vadede planlar koyduk önümüze... Kısa vadede; ayakları yere sağlam basan, oynadığı oyunun futbolun gerçeklerine uygun olması için çaba gösteren, Fair-Play ruhuna sahip bir takım oluşturmalıydık. Orta vadede; bugün çok konuşulan altyapı projeleri vardı. Bunu burada hayata geçiremezsek hiç bir yerde geçiremeyiz! Uzun vadede ise yarışmacı takım olmak...

Beklentinin üstündeyiz

Bu planlama şu an hangi aşamada?

6 ayda çok mesafe kaydettik. Hazırlık maçları oynarken ‘kümede kalır mı kalmaz mı’ diye konuşuyorlardı. Bu nedenle beklentilerin üzerinde şu an itibariyle.

Sadece Fenerbahçe maçı!

Oyuncu grubunun da tebrik edilmesi gerek?

Sen ne kadar doğru çalışırsan çalış, oyuncu grubu doğru geri dönüşüm vermezse olmazdı. Onlar inandı, inandıkça iyi sonuçlar alındı, iyi sonuçlar geldikçe daha çok inandılar. Benim için sonuçlar dalgalı olabilir, ama oyun kalitesi standardı değişmemeli. Bizim oyun kalitesini kaybettiğimiz tek maç; 16. haftadaki Fenerbahçe maçıydı.


Avrupa’nın rekortmeni

8 gol yediniz, ama faturası kabarık oldu!

Trabzon’dan 93’te yedik, 1 dakika sonra oyun bitti. Gençler maçında 96’da yedik, santrası olmadı. Kasımpaşa maçında da 35-40 dakika 10 kişi oynamamıza rağmen pozisyon vermedik, duran topun ardından golü yedik. Beşiktaş maçında 1-0 öndeydik, 2’yi 3’ü kaçırırken dönen topta golü yedik. Avrupa’da süre olarak en az mağlup olan takımdık.

Çalışma sisteminiz nedir?

Sezon başı 3 departman kurduk; Analiz, performans ve sağlık. İlk yarının değerlendirmesini birlikte yapıp, futbolculara bilgiler sunacağız. Mesela; bizim çocuklar ortalama 15-16 maç oynadılar, çok ciddi sakatlıklar yaşanmadı. Bu doğru çalıştığımızı gösteriyor.

Bilim kulübün içinde...

Bir de analizcileriniz var değil mi?

İki analizci ile çalışıyorum. Biri, bizi, oynadığımız maçı analiz ediyor. Diğeri ise rakibi hazırlıyor. Biz ya da rakip neyi doğru neyi yanlış yapıyor, biliyoruz. Ayrıca bireysel klipler de hazırlanıyor. Oyuncuların kendi performanslarıyla ve karşısında oynayacak oyuncunun performansıyla ilgili.

Sonuç değil kalite önemli

Avcı’nın Belediyesi gibi değil sanki bu Başakşehir!

Doğru olan şu an yaptığımız. Biraz önce de söyledim, sonuç anlamında dalgalanma olabilir, ama oyun kalitesi benim için daha önemli. Bu kaliteyi bir standartta devam ettirebilmek çok önemli. Sivas’ı 2-0 yendik, maç sonu, “Bu kadar pozisyon verdiğimiz bir maç yok. Bu doğru bir oyun değildi bizim için” dedim. Bunlar olacak. Önemli olan verdiğinden çok pozisyona girmek. Bunu geliştirmeye çalışıyorum. Çok mu iyi yapıyorum? Hayır! Ama çalışıyorum.

Futbol Kulübü Modeli’yiz

Başakşehir bir model mi?

Evet, Başakşehir bir Futbol Kulübü Modeli... Kişilik, karakter olarak değişmedim ama futbola bakış açımda büyük değişiklikler oldu. Çünkü çok farklı bir seviyeyi gördüm. Artık daha fazla net kurallarım var, esnek değilim. Oyuncuyu yine kaybetmek istemiyorum ama artık çok da sabırlı değilim. Çünkü bu sistemin içinde olanlar kalacak, olmayanlar gidecek.

‘Futbol Vadisi kuracağız’

En önemli projeniz nedir?

Tesisimizin yanında bir arazi var; Gençlik Geliştirme Merkezi’ni oraya alacağız. Tayfun Korkut, Hannover’i çalıştırıyor. Hannover’in 500 bin nüfusu var, 50 bine oynuyorlar. Başakşehir’deki nüfus dağılımını çıkarttırdım; 9-18 yaş arası 62 bin erkek çocuk var. Toplam 500 bine yakın da nüfus. Hem gence yatırım yapmak hem de aidiyet duygusunu oluşturmak istiyoruz. Bir çekim merkezi olmayı arzu ediyoruz. ‘Futbol Vadisi’ projemiz var. Stada gelen büyükler için, çocukları idmana gittiğinde yaşam alanı yaratmak istiyoruz. Stadımızın içinde kreş var. Spor Kütüphanesi projemiz var.

‘Az koş, ama doğru koş!’

Koşu mesafeniz ne durumda?

Koşu mesafeleri çok konuşuluyor, ama insanların ayıramadığı bir şey var; doğru koşu mesafesi... Bizimkiler 108, 109 koşmuş; Avrupalı 120 koşmuş. Ben eğer 108’i doğru koşuyorsam 108’e kabulüm. Sen sahada doğru yerde durmuyorsan, sprintlerin geriye çıkar ve kaleni korumak için 50-60 metre sprint atarsın, ama bu doğru koşu değildir. Koşu mesafesi, sprint önemlidir, fakat asıl önemli olan doğru koşu mesafesidir.

‘Dil, din, tarikat üzdü beni’

Ne yıprattı en çok sizi?

Ben oyuncu ve oyun üzerinden yapılan eleştirilere hep saygı gösterdim. Ama sahanın dışındaki eleştiriler olmaz. Ben bir aileyim; annem babam var, çocuklarım var. Sahanın dışındaki eleştiriler beni çok yıprattı, üzdü. Dil, din, tarikat, mezhep, cemaat... O gün beni bunlarla eleştirdiler, üzüldüm.

‘Türkiye’nin en iyisi: Topal’

Benim için takımların oyun kaliteleri çok önemli. İlk yarıda Beşiktaş’ın sahada bir düzeni olduğunu görüyorum. Bursaspor’un, Kasımpaşa’nın da bir düzeni var. Bunlar önemli. Pat diye aklıma gelen, ilk yarıya damgasını vuran oyuncu yok. Fakat bir genelleme yapmamı istersen; şu an Türkiye’nin en değerli oyuncusu Mehmet Topal’dır. Uluslararası seviyede oynayabilecek, nadir oyuncularımızdan biridir.

‘Semih rekorunu kırdı’

Neredeyse 13 adamla oynamışsınız ilk yarıyı!

Tek tek sayarım sana şu an! Volkan 16, Uğur, Yalçın 16 maç. Ferhat, Mahmut 16’da 14. Rotman ile Sedat ikiye bölebilirsin, ortalama 7’şer 8’er maç! Edin 16 maç. Doka 16 maç, Semih 10 maç. Semih ilk defa 9-10 maç üst üste oynadı. Futbol kariyerinde ilk kez!

Kırık kalpler durağı

Başta Abdullah Avcı, sonrasında Uğur’u, Ferhat’ı, Semih’i, Yalçın’ıyla tam bir Kırık Kalpler Durağı aslında Başakşehir... Bu gerçeği hatırlatıyoruz Abdullah hocaya, karşılık veriyor: “Başakşehir Rehabilite Merkezi aslında!”

Siz, Uğur, Ferhat, Yalçın, Semih, Sedat, Sezer... Başakşehir sanki Kırık Kalpler Durağı...

Başakşehir Rehabilite Merkezi aslında! Bizde saygı var, sevgi var, iletişim var. Benim kafamın arkasında bir sürü senaryo yok. Kalbimden ne geliyorsa, ağzımdan o çıkar. Özeleştiri de yaparım, hatalıysam kabul ederim. Oyuncularım da samimiyetimi bilir. Ben, Türkiye’nin, Dünya’nın en şanslı teknik direktörüyüm. Bana bu ortamı sundukları için. O oyuncuların hepsi, benim 15-16 yaşında beraber çalıştığım oyuncular. Uğur ve Ferhat Galatasaray’dan, Yalçın İstanbul’dan, Volkan milli takımdan, Sezer milli takımdan, Semih tanıdığım bildiğim oyuncu... Sedat’la burada tanıştım, çok memnunum mesela. Bu takımda ‘ben’ yok ‘biz’ var.

14’e takılıp patinaj çekme!

14+14... Ne diyorsunuz?

İlle 14 yabancı alacaksın diye kural yok! Bugün Dünya’nın gittiği yerde, ben de kısıtlamalara karşıyım. Ama bir şartla... Türk oyuncusuna yatırım yapacaksın... 5 Burak, 5 Selçuk İnan, Emre, Topal çıkartıp rekabeti sağlayacaksın. Sadece 14’e takılırsak; patinaj çekeriz!

'Benim örneğim Atletico Madrid'

Avrupa’daki iyi örneğiniz kim peki?

Atletico Madrid... İstatistiklere bakın, anlayacaksınız. Ben de bir istatistik söyleyeyim; Erciyes’i 3-1 yendik. Yüzde 65 Erciyes oynadı topla... Fenerbahçe maçı; Yüzde 53’e 47. Daha fazla topla oynayan biziz, ama 2-0 kaybettik. Önemli olan rakibin nerede oynadığı? Erciyes maçında 45 ile 60’ıncı dakikalar arasında topla oynama yüzdesi, 80’e 20... Fakat rakibin oynadığı bölge 1 ve 2... Orada istediği kadar oynasın! Sezon başı Hollanda’da kamptayız. Chelsea, Vitesse ile oynuyor. Analizcimi maça gönderdim. Yüzde 38 ile oynadı Chelsea. Peki maç nasıl bitti? 30. dakikada Chelsea 3-0 galipti! Atletico-Real maçını izledim. Biri Dünya’nın en iyi hücumcularına sahip takım... Ama kim kazandı? Dünyanın en iyi savunmasını yapan takım! Bireysel oyuncu kalitesi sana maç kazandırabilir, ama takım savunması seni şampiyon yapar. Mantalite bu... Geri adım yok.