Haberler

''Milli iradeye sahip çıkma vaktidir''

Haber Tarihi: 28 Ara 2014

''Milli iradeye sahip çıkma vaktidir''

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bu süreci başarıyla götüreceklerini ifade eden Davutoğlu, 'Türk-Kürt kardeştir ayrım yapan kalleştir. Alevi-Sünni kardeştir ayrım yapan kalleştir'.dedi

Davutoğlu, çözüm sürecini başarıyla götüreceklerini ifade ederek, "Türk-Kürt kardeştir ayrım yapan kalleştir. Alevi-Sünni kardeştir ayrım yapan kalleştir. Bu ülkede kim böyle provokatif eylemlerle kardeşliğimizi sekteye uğratmaya kalkarsa, onun karşısında Amanoslar gibi dimdik duracağız. Çözüm sürecini her ne suretle olursa olsun inşallah başarıya götüreceğiz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Hatay İl 5. Olağan Kongresi'ne katıldı. Başbakan Davutoğlu'na partililer büyük sevgi gösterinde bulundu. Kongrede konuşan Başbakan Davutoğlu, Hatay'ın kendi siyasetlerinde omurga şehirlerinden biri olduğunu belirterek, "AK Parti önce birlik içinde kesret, kesret içinde birlik demiştir. Yani vatandaşlarımızın bütünü yani 77 milyon birdir beraberdir, beraber olacak demiştir. Ama vatandaşlarımız içindeki birliği kesreti ifade eden bütün farklılıklara mezhep, köken, ırk farkı gözetmeden tam bir kardeşlik bilinci ile yaklaştık, yaklaşmaya devam edeceğiz. Kesret içinde birlik dedik. Bu kadim topraklar Hatay'da olduğu gibi 10 farklı medeniyete beşiklik etmiş, bu topraklarda kültürel anlamda bir kesret vardır. Ama aynı zamanda orta aidiyet bilinci anlamında bir vahdet vardır, birlik vardır. Bu vahdeti de, birliği de daimi olarak koruyacağız. Hatay onun için güzeldir. Hatay'da Arap, Türk, Kürt, Sünni, Hristiyan vatandaşlarımız birlik içinde yaşıyor. Hatay kardeşlik diyarıdır. Hatay sadece ülkemizde değil dünyada saygınlık uyandıran bir hoşgörü diyarıdır. Biz de AK Parti olarak ülkemizin her rengini bünyemizde barındırıyoruz. Her kişiyi vatandaşlık kimliği ile bağrımıza basıyoruz. Bize durmak yok. AK Parti muhabbet, aşk, sevda, kardeşlik partisidir. Bütün Türkiye için diyoruz ki farklı kültürlerden, mezheplere sahip olabilirsiniz ama biz bir ve beraberiz diyoruz. Mazlumlara yardım ediyoruz, edeceğiz. Kim karşımıza dikilirse dikilsin, kim kumpas kurarsa kursun bu al bayrağı dünyanın her yerinde dalgalandıracağız. İşte milli birlik ve beraberlik derken, biz çözüm süreci derken birlik içinde kesret kesret içinde birliği kastediyoruz. İstiyoruz ki ülkemizin her bir vatandaşı konuştuğu anadiliyle, yaşadığı kültürüyle, saygıya her zaman layıktır ve layık olacak. Tarihdaşlığımız daim olacak. Herkes eşit vatandaşlık hakkından yararlanacak. Birileri bu ülke vatandaşları arasına Kürt-Türk, Alevi-Sünni ayrımı getirirse, onun karşısında AK Parti olarak dimdik duracağız. İşte biz bunun için çözüm süreci dedik" diye konuştu.

"TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR AYRIM YAPAN KALLEŞTİR"
Millet konuştu mu herkesin dinleyeceğini ifade eden Davutoğlu, "Suriye'deki mazlumlara yardım için giden MİT tırlarına operasyon yapma zilleti gösteren herkes hesap verecek. Dün yine biz çözüm süreci derken Cizre'de birileri yine provokasyona kalkıştı. Bütün ülkemize sesleniyorum. Bu ülkede kim böyle provokatif eylemlerle kardeşliğimizi sekteye uğratmaya kalkarsa onun karşısında Amanoslar gibi dimdik duracağız. Çözüm sürecini her ne suretle olursa olsun inşallah başarıya götüreceğiz. Bu provokasyonlara karşı her türlü tedbiri aldık, almaya devam edeceğiz. Kürt-Türk kardeştir ayrım yapan kalleştir. Alevi-Sünni kardeştir ayrım yapan kalleştir. AK Parti farkı bu. Biz aynı şiarın dile getiririz, aynı sözü kullanırız. Bu kardeşlik dilidir. Bu muhabbet dilidir. Aramıza fitne sokmak isteyen kim olursa olsun nereden olursa olsun ister Pensilvanya'dan ister başka ülkelerden isterse bu ülkenin içine girmiş işbirlikçilerden olursa olsun onlara fırsat vermeyeceğiz. Birinci ilkemiz milli birlik ise AK Parti'nin ikinci önemli ilkesi milli iradedir" şeklinde konuştu.

"ŞİMDİ MİLLİ İRADEYE YİNE SAHİP ÇIKMA VAKTİDİR"
Türkiye'de tarihe geçmiş 2 meclisin var olduğunu belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birisi 23 Nisan'da Ankara'da kurulan ve İstiklal ordularını İzmir'e yürüten Meclistir. Bir diğeri de Hatay Meclisidir. Bu mecliste olan bütün büyüklerimize Allah rahmet eylesin. Onlar aslında onurlu bir şey gösterdiler. O meclis ezeli ve ebedi olarak Hatay'ı vatanımızın bir parçası kıldı. Bu milli iradenin gerçeğidir, milli iradenin egemen olacağını Hataylılar haykırdı. Milli irade kavramını Hataylılar çok iyi anlar. Şimdi milli iradeye yine sahip çıkma vaktidir. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül askeri müdahaleleri gibi 28 Şubat gibi geçtiğimiz 12 yıl içinde AK Parti kadrolarına ve Sayın Cumhurbaşkanımız ve dönemin Başbakanımıza darbe girişimi oldu. Bu komployu kurmaya kalkanlar 2014'te 2, 2015'te kritik bir seçimin olduğunu biliyorlardı. Şöyle düşündüler, hesap ettiler AK Parti'yi şimdi durduramasak bir daha durduramayız. Tam Türk ekonomisi zirve yakalamışken, enflasyon düşmüşken, dünyanın en büyük havalimanı için temeller atılırken 'Gezi' olayları başladı. 'Gezi' olayları ile milli irade ile iş başına gelen AK Parti kadrolarını dışa itmeye çalıştılar ancak başaramadılar, başaramayacaklar. O hamle başarısız olunca 17-25 Aralık'la bu paralel çetenin ihanetleri ile AK Parti kadrolarına tuzak kurdular. O zaman biz dedik onların tuzakları varsa bizim de Rabbimiz ve milletimiz var. İlahi takdir bir kez daha tecelli etti. Bellediler ki o dönemde biz geri adım atalım, kararsız davranalım, fitne odakları AK Parti'nin içinde işlesin. Ancak AK Parti birlik ve beraberliğin, vefanın partisidir. Nitekim öyle bir birlik, öyle bir beraberlik gösterdik ki aynen Hatay'da gördüğümüz birlik ve beraberlik gibi onlara karşı direndik. 30 Mart'ta ilk darbelerini yediler. AK Parti Türkiye'nin her tarafından siyaset yapan yegane partidir. Türkiye'de bütün milleti kucaklayan, milli birlik ve beraberlik teminatı olan tek parti AK Partidir. Onun için milletimiz fark etti. Milli iradeyi temsil eden kendi geleceğinin AK Parti'de olduğunu fark etti ve 30 Mart'ta, 10 Ağustos'ta öyle bir şamar vurdu ki onlara halen kendilere gelemiyorlar."

KILIÇDAROĞLU'NA YÜKLENDİ
Konuşmasında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenen Başbakan Davutoğlu, "Hani hep birlikte bir araya gelerek bir çatı aday buldular ya şimdi Kılıçdaroğlu aylar sonra diyor ki; 'çatı aday başaramadı, çünkü millet onu tanımıyordu.' Sen peki bunu bilmiyor muydun, milletin tanımadığı birini nasıl aday gösterdin, niye kendin çıkmaya cesaret edemedin. Kılıçdaroğlu aylar sonra fark etmiş. Çatı adayı millet tanımıyormuş. Öyle bir şamar yediler 10 Ağustos'ta halen kendilerine gelemediler. Bir bakıyorsun Şişli Belediyesi'nden çatırtılar geliyor bir bakıyorsunuz Yalova Belediyesi'nden çatırtılar geliyor bir bakıyorsunuz İstanbul'da hiç yapabilecek CHP'li yokmuş gibi Ankara'dan İstanbul'a il başkanı ihraç ediyorlar. İstanbul'daki CHP yöneticileri bir kere düşünmesi lazım. Demek ki kendi teşkilatlarına güvenmiyorlar. Milletten güç alacak siyaset anlayışları yok. Biz Türkiye'nin her yerinde kongre yapıyoruz. Bizde hiç çatlak görüyor musunuz, hayır. Çünkü bizde olmaz. Bütün teşkilatlarımızla omuz omuzayız. Biz 77 milyonun duasını alarak yola çıktık. Sadece toprağın üstündekilerin değil aziz şehitlerimizin de rızasını alarak yola çıktık. Biz görevi aldığımızda Ankara'da oturmadık. Bu dualı bir ekibiz. Biz milletin desteğini almış bir ekibiz" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasetimizin 3. esası ve en önemli esası merhamet ve şefkat. AK Parti Türk siyasetine ve dünyaya her platformda hep vicdanla seslendi. Hep vicdanla, hep insanlığın vicdanı oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantılarında da, Davos'ta da her platformda herkes sustuğunda AK Parti ve onun temsilcileri sadece vicdanın sesini dinlediler. İşte merhamet. Devletleri kaim ve kalıcı kılan güç değildir merhamettir. Biz bir taraftan vatanımızın her tarafına merhamet tohumları ekerken engelli kardeşlerimize büyük sosyal yardımlar yaparken, her bir köşesine vatanımızın hastanelerle hastalarımıza şefkatini, en güzelini sunarken ulaşım hakları vatandaşlarımıza en güzel seyahat imkanını sunarken bir taraftan da Suriye'den gelen kardeşlerimize, etnik ve mezhep ayrımı yapmadan kucağımızı açtık. Suriyeli kardeşlerimizi bağrına bastık. Hiç sorduk mu Sünni misin, Alevi misin, Müslüman mısın, Hristiyan mısın diye. Sormadık. Bizim kültürümüzde bir mazlum kapımıza gelirse ona gönlümüzü açmak vardır, ona bağrımızı açmak vardır. Biz hiçbir zaman mezhepsel, ırksal siyaset yapmadık. Eğer Suriye'de zulüm olmamış olsaydı, 2011'de hedeflediğimiz gibi Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan bütünleşmiş olacaktı. Ama maalesef bütün çabalarımıza rağmen bu zulümde ısrar ettiler. Maalesef bir taraftan Esed rejimi bir taraftan IŞİD vahşeti Suriye halkına acılı günler yaşattı, yaşatıyor. Biz ne olursa olsun kim ne derse desin Suriye'den gelen her kardeşimizi hiçbir ayrım gözetmeden bağrımıza bastık, basmaya devam edeceğiz. İnşallah bir gün Suriye'ye de gelecek. Etrafımızda süren kardeş kavgasının bitmesi için elimizden geleni yapacağız. Biliniz ki birlik siyasetimizi, milli irade siyasetimizi merhamet siyasetimizi takip etmeye devam edeceğiz."
Konuşmaların ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hatay'a yapılan müzenin açılışını yaptı.