Haberler

''Oğlum cesur bir çocuk''

Haber Tarihi: 26 Ara 2014

''Oğlum cesur bir çocuk''

Geçtiğimiz günlerde bir anma töreni için bir araya gelen gruptan 16 yaşındaki genç çocuk Cumhurbaşkan'ına hakaret ettiği gerekçesiyle okuldan polisler tarafından gözaltına alındı ve daha sonra tutuklama istemiyle cezaevine gönderildi.

M.E.A.’nın annesi Nazmiye Gök, “Çocuğum hırsızlık yapmadı. Yüz kızartıcı suçu yok. Eli silahlı terörist gibi okuldan alıp götürdüler” diye isyan etti. Oğlunun okul dışındaki zamanlarında kitap okuyup amatör olarak futbol oynadığını anlatan Gök, “Hareketli ve cesurdur, ama kendisine güvenirim. Hiçbir kötü alışkanlığı yoktur” diye konuştu.

KONYA’da 16 yaşındaki M.E.A.’nın ‘Devrim Şehidi Kubilay’ı anma töreninde yaptığı konuşma nedeniyle ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçundan tutuklanması büyük tepki yarattı. M.E.A.’nın annesi Nazmiye Gök, “Benim çocuğum hırsızlık yapmadı, kimsenin namusuna göz dikmedi. Yüz kızartıcı bir suçu yok. Tutuklama kararının memleketin yüz karası olduğunu düşünüyorum” dedi.

Konya 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nce önceki gün tutuklanarak cezaevine gönderilen Meram Endüstri Meslek Lisesi Makine Teknik Resim Bölümü 11’inci sınıf öğrencisi M.E.A., dün sabah saatlerinde kendisini ziyaret eden avukatı aracılığıyla annesine mesaj gönderdi. “Annemin ellerinden öpüyorum. Ben iyiyim beni merak etmesin” mesajını alan anne Nazmiye Gök, şöyle konuştu:

HIRSIZLIK YAPMADI
“Çok perişan durumdayım. Çocuğumun okuldan eli silahlı bir terörist gibi alınıp götürülmesini kınadım. Benim çocuğum hırsızlık yapmadı, kimsenin namusuna göz dikmedi. Yüz kızartıcı bir suçu yok. Bu şekilde alınıp tutuklanmasını kabullenmiyorum. Kubilay için anma töreni düzenlenmiş. Orada bir konuşma yaptı. Akşam da eve geldi ve uyudu. Sabah okula gönderdim. Sabah 09.00’da öğretmeni aradı. ‘Güvenlik şubeden memurlar burada M.E.A.’yı götürmek istiyorlar’ dedi. Çocuk şubeye götürecekleri söylendi. Bunun üzerine ben de şubeye gittim. Oraya getirdiler ifadesi alındı. Daha sonra çocuk da, ‘Anne burada bekleme ifademi alıp bırakırlar’ dedi. Oradaki memurlar da aynı şeyi söyledi. Sonra ben eve geldim. Evdeyken oğlumun tutuklandığı haberini aldım. Şoke oldum.

OKULDA OLMASI LAZIM CEZAEVİNDE DEĞİL

Oğlum çok heyecanlı, kendi düşüncelerini savunan bir çocuk. Oğlum benim yüzümü kızartacak bir suç işlemedi. Çocuğu okuldan alıp karga tulumba götürecek bir şey yapmadı. Çocuk, Konya Kapalı Cezaevi’nde. Geceyi orada geçirdi. Tutuklama kararının memleketin yüz karası olduğunu düşünüyorum. Çünkü çocuk o daha, okulunda olması gerekirken şu anda cezaevinde. Tek çocuğum. Bir an önce çıkmasını istiyorum.

CESUR VE HAREKETLİ BİR ÇOCUK
Babası Mehmet A.’dan ayrıldığımda oğlum 2 yaşındaydı. İkinci evliliğimi yaptım. Mesleğim aşçılık. Ancak 2 aydır işsizim. Kirada oturuyoruz. Oğlum, geçen yaz boş kalmamak adına 3 ay bir kafede garson olarak çalıştı. Hareketli, cesur bir çocuk. Her konuda kendisine çok güvenirim. Oğlum okul dışındaki zamanlarını genelde kitap okuyarak geçiriyor. Aynı zamanda amatör olarak futbol oynuyor. Hiçbir kötü alışkanlığı olan bir çocuk değildir.”

Yasayı dikkate aldım
16 yaşındaki M.E.A. hakkındaki tutuklama kararını veren Hâkim Naim Durak, Hürriyet’e şunları söyledi: “Karar dışında yorum yapmamız doğru olmaz. Ha küçük çocuk, biz bunu değerlendiriyoruz. Ama yasada öngörülen ceza miktarını dikkate alarak karar veriyoruz. O yüzden kararımız hakkında yorum yapmak doğru olmaz. İtirazlar oluyor, değerlendiriyoruz. Ben kararı verdim. Konuşmamız doğru olmaz.”

Dava iznine bağlı
M.E.A. hakkındaki dava, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın izin vermesi halinde açılacak.

TCK 299
Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesine göre, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ten 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle resen soruşturma açılabiliyor. Ancak soruşturmanın kovuşturmaya dönüştürülmesi, yani dava açılması ise yasa gereği Adalet Bakanı’nın iznine bağlı. Bu nedenle, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, soruşturma sonrasında dava açmak üzere ‘kovuşturma izni’ istemesi ve Bakan Bozdağ’ın da bu izni vermesi halinde M.E.A. hakkında 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açılacak. Bozdağ izin vermezse, savcılık istese de yargılama yapılamayacak. Bakanlık yetkilileri Hürriyet’e, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ten soruşturmanın Bakanlığın iznine tabi olmadığını, resen savcılıkça yürütüldüğünü, kamuoyunda bu yönde yanlış bir algı oluştuğunu belirttiler. Öte yandan Bakanlık çevrelerinde, 16 yaşında bir çocuğun tutuklanmasından Bakan Bozdağ’ın da rahatsız olduğu dile getiriliyor. Oya ARMUTÇU / ANKARA

Davutoğlu: Cumhurbaşkanlığı makamına saygı gösterilmeli
BAŞBAKAN Davutoğlu, devlet koruması altındaki gençlere yönelik istihdam için kura çekim töreni sonrası gazetecilerin, “Hemşeriniz, 16 yaşında bir çocuk, Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandı” sözleri üzerine şu yanıtı verdi: “Kim olursa olsun Cumhurbaşkanlığı makamına saygı göstermesi gerekir. Bu konu hukuki bir konu. Gençlerin hepsine sahip çıkarız, hiç merak etmeyin.”

Bu ‘İbret olsun’ başkası ağzını açamasın’ cezası
TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da şöyle konuştu: “Son dönemde Cumhurbaşkanı’na söz söyleyenin tutuklanması gibi bir uygulama başladı. Bu bir çocuk. Bu çocuğun yeri belli yurdu belli. Üstelik yaşı da küçük. Tutuklamanın şartlarının oluşmadığı açık. Hâkim peşin ve keyfi bir ceza olarak uygulamıştır. Adeta burnu sürtülsün, ibret olsun da başkaları ağzını açmaya cesaret edemesin demiştir. Hiç kimseye hakaret edilmesini savunamayız. Bu ayrı bir konu. Kovuşturma izni verilip verilmeyeceği belli olmayan bir olayda, tutuklamaya karar verilmesi hukuka aykırıdır. Üstelik kaçma tehlikesi dahil tutuklama gerekçesi yoktur. O çocuk, kanuna aykırı tutuklanmıştır.” Oya ARMUTÇU/ ANKARA

Hapiste bir gece daha
M.E.A.'nın avukatı Barış İspir’in dün 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi'ne yaptığı itirazla ilgili karar bugüne kaldı. Avukat İspir, “İtiraz dilekçemiz, uzun uzun incelenebilecek bir dilekçe değildi. Ama Sayın Hâkim, hâlâ incelemesini bitiremedi ve karar yarına (bugün) kaldı” dedi. Avukat İspir, tutuklamanın Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi uyarınca gerçekleştiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bizi asıl rahatsız eden kısım burası. 16 yaşındaki bireyin suçlu olduğunu varsaysak bile cezasında indirim yapılması hususu göz önüne alınmamıştır.”