Aslanlar Gibi Oynamak!

Vay vay vay!... Futbolumuzda bunu da gördük. Bana inanın rüyamda görsem, hayra yormam. Sen kalk, Dünya devlerinden İtalya'ya kafa tut, tek golle mağlup ol!...

Maltalı olsam sokakta sevinç kornası öttürüyor olurdum.

Aslanlar gibi oynamak bu !...

                * * *

Ahh o rüzgar ah!...

Öyle esmese belki de devirmiştik İzlanda'yı!

Bizim kolumuz kanadımız kırıldı.

Buz ülkesi İzlanda nasıl bir alev topuna dönüştüyse artık, Letonya'yı ve ardından Hollanda'yı yaktı geçti...

Hem de 5 atıp, hiç yemeden...

Aslanlar gibi oynamak bu!..

                * * *

Letonya maçı sonrası "Aslanlar gibi oynadık" açıklaması yapan Arda'yı eleştirdiğimi düşünenler yanılıyor...

Oysa hayır.

Arda'ya inanıyorum. İçinde hissettiğini söylüyor.

İyi oynadığımız zamanlar o kadar geride kaldı ki, kavramları karıştırır olduk.

Ben Arda gibi düşünmüyorum...

Ama hadi diyelim ki 'Aslanlar' gibiydik.

Kime karşı?

Letonya'ya...

E, şu Letonya'ya karşı da oynayalım, müsaade edin 5-6 pozisyon bulalım artık.

                * * *

Durum şu aslında...

Futbolda 'averaj takımı' olarak gördüğümüz takımlar seviyesine doğru önlenemez bir şekilde düşüyoruz.

Tamam, elbette potansiyelimiz,  elbette farklı bir kimliğimiz var ama o kimlikten uzaklaştığımızı kabul edelim.

Gerçeklere gözümüzü kapatmak yerine "Eyvah" diyerek yapılması gerekenleri yapsak, en azından gerçek anlamda 'Aslanlar gibi' oynayarak yenileceğiz.

                * * *

Nedir yapılması gerekenler?

Zeminleri, alt yapı sorunlarını, yönetici eksikliğini, hakem yetersizliğini bir yana bırakıyorum.

Kısa dönemde ne yapmalıyız?

Birincisi, futbol seyircisini bu oyundan kopardık.. Ne yapıp edip, o bağı yeniden sağlayacağız...

İkincisi, Türkiye'de 'oynatmamaya' yönelik futbol anlayışından en azından bir süre uzaklaşacağız...
Prim sistemini galibiyet iştahını artıracak şekilde düzenleyeceğiz.

Üçüncüsü, eldeki kadroyu mümkün olduğunca efektif kullanıp, taktiksel eksiklerimizi en aza indireceğiz...

                * * *

Haluk Ulusoy, Levent Bıçakçı, Mahmut Özgener, Mehmet Ali Aydınlar, Yıldırım Demirören......

Derdimiz bitti mi?

Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Ersun Yanal, Fatih Terim, Guus Hiddink....

Derdimiz bitti mi?

O halde olumsuz sonuçlarda hedef belirlemeyeceğiz...

Hedef olduğumuzda, karşı cephe oluşturmak yerine, yalın gerçeklerle, kendimizi anlatmayı deneyeceğiz.

Sabır göstermeyi öğreneceğiz....

Ve..

Futbolu yönetmeye aday oluşumlar, perde arkasından sahneye çıkacak ki, seçeneklerimizi gözden geçirelim.

Bir zamanlar bu oyunun keyfini çıkartırdık.

Bugün, tadımızı kaçırıyor, canımızı sıkıyor...

Yemişim böyle aşkın ızdırabını...