Haberler

Bahçeli takipçilerine seslendi

Haber Tarihi: 14 Kas 2014

Bahçeli takipçilerine seslendi

Bahçeli'nin takipçileriyle paylaştığı mesajları şöyle:
"Son günlerde ‘zulüm’ kelimesi dillerden düşmüyor, gündemden inmiyor. Tarihte ideolojik kazı yapanların estirdiği fırtına dinmek bilmiyor. Garipsediğim husus geçmişte zulüm izi sürenlerin, katliam çetelesi tutarak dünü suçlayanların niyetlerinde en küçük beyaz nokta olmamasıdır. Şeklen veya laf olsun diye zulme meydan okuyanlar, mazlum edebiyatı yapanlar kalemize sokulan tahta atlar gibi döküp saçıyorlar. Maalesef ki Türkiye’de ayağa düşmeyen bir şey kalmadı. Ucuzlamayan, yıpranmayan, zaaf geçirmeyen bir değer bırakılmadı. Tarihimize, milli ahlak ve mirasımıza sanki cami avlusunda bulunmuş kimsesiz çocuk muamelesi yapılması çok acı vericidir. Zalimle mazlumu karıştırmak, haklıyla haksızı yer değiştirmek, günahla sevabı ayırt edememek sadece gafletle izah edilemez. Ateşle su arasında tarafsız bölge olur mu? Doğruyla yanlış arasında tepkisiz durulur mu? Zalime vicdan vesikası hazırlamak ahlaka sığar mı? Bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymak zulümdür. Bir kimseye adalet vermek yerine hakkını esirgemek zulüm kere zulümdür. Öyle ki zulüm eziyet olduğu kadar haksızlıktır, haksızlığın yanında durmaktır. Ecdadımızın kaleme aldığı nice siyasetname, nice nasihatnamede devlet adamlarına zulmün zararları, kötü sonuçları anlatılmıştır. Hükümdar Kutadgu Bilig’te şöyle konuşur: “Benim beğenmediğim şeylerden biri yalan, diğeri zulümdür.ö Türk tarihinde zalim övülmemiş, alkışlanmamış, taraftar bulmamıştır. Zulme ortak olanlar, zulüm yapanlar hep kötülenmiş, hep dışlanmıştır. Asırlarca söylenmiştir: Zulm ile Bağdat viran olur, zulm ile dünya harap olur, zulm ile yapılan çabuk yıkılır, zalim ettiğini bulur. Zalime ses çıkarmamak, zalimden mazlum üretmek, haini masumlaştırmak korkunç bir zul ve zulümdür. Zulüm tanımlarını keyfi değiştirenlere, zalimlere kefil olanlara Hz. Yesevi’nin dergâhında yer olmaz, Hacı Bektaş-ı Veli’den destur çıkmaz. İlk insanlar güneş tutulması karşısında dövünür, yakınır, korkarlarmış. Çünkü güneşin öldüğünü zannederlermiş. Bugün ise kendimize mesele yapmamız ve dertlenmemiz gereken güneşin değil, akılların, duyguların, dillerin, gönüllerin tutulmasıdır. Ama bunlar da geçecek, yüzyıllarca hakikat ve medeniyet taşıyan; fazilet ve cesaret tebliğ eden asaletin önüne kimse geçemeyecektir. Merhum Ziya Paşa çok güzel buyurmuş: “Zalimleri adlin ne zaman hak edecektir. Mazlumların çıkmaktadır göklere ahı. Kurulan özür değirmenlerinde tarihi hakikatleri öğüterek zalimleri süsleyip püsleyenler; gün gelecek zulüm kataloğunda yerini alacaklardır."