Haberler

Lütfen Kazanın Çocuklar!

Haber Tarihi: 10 Eki 2014

Lütfen Kazanın Çocuklar!

Birincisi...

Henüz 12 yaşındayken tanıdığım, son 5 yıldır -hatırladığım kadarıyla- hiç karşılaşmadığım, konuşmadığım ama benim için özel bir yeri olan Fatih Terim'in basın toplantısına "Hasta mısınız siz?" diyerek başlamasını çok yadırgadım.

İkincisi...

Bugün gelinen noktada Gökhan Töre'nin zerre suçu yok.

Bugün diyorum, dikkat! Bir yıl öncesindeki davranışını akıl ve mantıkla açıklamanın mümkünü yok...

Yaptığı büyük bir hata. Anlaşılan o ki, özür dilemesine karşılık 1 yıl geçmiş ama yaktığı ateş henüz sönmemiş.

Üçüncüsü..

Olayın fitilini ateşleyen 1 yıl önceki silah çekme olayı değil. Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak'ın,sakatlıklarını bahane edip, Gökhan Töre'nin bulunduğu milli takıma gelmedikleri iddiası...

Bu noktada oyuncunun babasını konuşturmak bir seçenek olsa da,  babadan “Evet Gökhan’ın olduğu milli takıma gitmek istemedi” cevabı alınamamış, o halde haberi destekleyen unsur, Hakan Çalhanoğlu ve Ömer’in sağlık raporları olmalıydı.

 

Şimdi duruma bakalım...

Durum net, Gökhan Töre takım arkadaşları Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak arasında, detayları net olmamakla birlikte bir silah çekme olayı yaşanmış...

Elbette her hatanın bir bedeli vardır ama hiçbir bedel sonsuza kadar ödenmez, ödenmemeli,
(Bknz. Gökdeniz Karadeniz)

Benim penceremden baktığımda gördüğüm 3 hata var...

1- Fatih Terim formasını almış ama, Federasyon Gökhan Töre'ye resmi bir ceza vermemiş... Yaşanan olayın büyüklüğü göz önüne alınınca, bir ceza vermeli ve bunu açıklamalıydı. Gelişmiş ülkelerde davranış şekli budur.

Böylece konu bu bölümüyle kapanmış olur.

2- Şüyuu vukuundan beterdir!.. Yani, “Bir şeyin dedikodusunun yapılması, onun gerçekleşmesinden daha kötüdür”...

Bizde hiç olmamış gibi davranma, meseleyi kapalı kapılar ardında çözme alışkanlığı var. Oysa bu iletişim özgürlüğünde hiçbir şey gizli kalmıyor...

Bu olay detaylıca araştırılmalı, sonuçlar paylaşılmalıydı.

Fatih Terim de bu olayın kamuoyunda elbet bir gün açığa çıkacağını ve didik didik edileceğiniöngörmeliydi.

3- Gökhan Töre'nin en az 3 özrü Hakan ve Ömer cephesinde kabul görmemiş, uzlaşma gerçekleşmemiş.

 O halde, seçenekler iyi değerlendirilmeliydi...

Ömer ve Hakan'ın vereceği tepki öngörülüp, sakat raporları olduğuna göre gerekirse Mevlüt Erdinç gibi kadroya hiç çağrılmamalıydılar.

(Eğer Hakan ile Ömer sakatlığı bahane etmişlerse, -onları anlamakla birlikte- Milli Takım'ı tüm duyguların ötesinde görüp, gelmelerini beklerdim)

Kabul, böylesi önemli maçlar öncesi çok tatsız bir durum.

Yine de bu kadar sert etkilerinin olmasının önüne geçilebilirdi.

             * * *

 Sonuç olarak...

Çözüm yollarımız arasında fark olsa da, en azından kendi doğrularında yürüyen bir adam olarak -Hasta mısınız, sözlerinden özür beklentimle- Fatih Terim'e saygı duyuyorum.

Bu durum kendi doğrularımı ortaya koymama da engel değil.

Evet, Fatih Terim bir değerdir...

Evet, Fatih Terim de yanlış tercihler yapabilir.

Her şeyi kendi metotlarınızla çözmenize gerek yok.

Bazen geleneksel yöntemler kullanmak ve açık olmak, çözümün en kısa yoludur.

             * * *

Ve şimdi Çek Cumhuriyeti maçında galibiyet çok daha önemli hale geldi.

Allah korusun olumsuz bir sonucun tartışma odağı bugünden belli.

Lütfen kazanın çocuklar,

Buna şimdi her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.